Aradıgınız bilgiler alt kısımdadır

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Karabük Sohbet - Karabük resimleri - Karabük Tarihi

2 Aralık 2015 Çarşamba

Ukala Sohbet, Karabük Sohbet, Karabük resimleri, Karabük Tarihi, Sohbet Etmek İstiyorum, Sohbet, Chat, Sohbet Odaları, Odası, Kanallar, Muhabbet.

Karabük Sohbet:

Karabük resimleri:
















Karabük Tarihi:

Ka­ra­bük de­yin­ce ak­la ilk ge­len, De­mir-Çe­lik Fab­ri­ka­sı ve Ba­had­din Ga­zi’dir. Bi­lin­di­ği gi­bi Ka­ra­bük bir köy ve köy adı iken 3 Ni­san 1937 ta­ri­hin­de te­mel­le­ri atı­lan De­mir-Çe­lik Fab­ri­ka­sı ile her ge­çen gün bü­yü­yen ve ge­li­şen kent’in ve İl’in adı ol­muş­tur. Cum­hu­ri­yet’in bir ürü­nü ve ger­çek­le­şen bir ha­ya­li olan Ka­ra­bük De­mir-Çe­lik Fab­ri­ka­sı, o gün­den bu­gü­ne sa­na­yi­nin, böl­ge­nin ve mem­le­ke­tin can da­ma­rı ol­muş ve ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir. Pek tabii olarak Karabük adı hem de Karabük köyü 1071 Malazgirt savaşı sonrası yöreye gelen Müslüman Türklerin bir ürünüdür. Ka­ra­bük’ün ta­ri­hi söz ko­nu­su ol­du­ğun­da ge­nel­de hep De­mir-Çe­lik Fab­ri­ka­sı­nın ku­rul­du­ğu 1937 yı­lın­dan be­ri­si ak­la gel­miş­tir. Bu ta­rih­ten ön­ce bir köy olan Ka­ra­bük’ün, bu gün­kü il coğ­ra­fi ala­nı kap­sa­mın­da geç­mi­şi ve ta­ri­hi eser­le­ri hak­kın­da et­raf­lı bir ça­lış­ma ol­ma­mış­tır. Bu ko­nu­da ya­pı­lan ba­zı ça­lış­ma­lar­da ise Saf­ran­bo­lu, Es­ki­pa­zar, Ova­cık ve Ef­lâ­ni’de­ki ta­ri­hi yer ve eser­ler­den yo­la çı­kı­la­rak Ka­ra­bük ta­ri­hi­ni ele alan bir me­tot gö­rül­mek­te­dir. Çev­re il ve il­çe­le­re na­za­ran Ka­ra­bük mer­kez coğ­raf­ya­sı­nın ta­rih sah­ne­sin­de­ki ye­ri ih­ti­yat­la kar­şı­la­na­bi­lir. An­cak Ka­ra­bük mer­ke­ze bağ­lı köy ve yer­le­şim­le­rin yer al­dı­ğı coğ­raf­ya­da bu­lu­nan ta­ri­hi eser­ler, hö­yük ve tü­mü­lü­sü­ler, ka­ya me­zar­la­rı, ka­le ve kut­sal ya­pı­lar dik­ka­te alın­dı­ğın­da Ka­ra­bük mer­kez yö­re­si­nin ta­ri­hinin es­ki­ye da­yan­dı­ğı­nı gör­mek müm­kün­dür. ESKİ ÇAĞLARDA KARABÜK YÖRESİ Yazının icadı ve kullanımı ile başlayan devirlere, Tarihsel Çağlar, yazının bilinmediği devirlere de Tarih Öncesi Çağlardenildiği gibi, yazısız kültür devri de denilmektedir. İlkyazı Mısır’da ve Mezopotamya’da Sümerler tarafından milattan önce 3000 yılının başlarında kullanılmakta iken (5000 yıl önce) Anadolu’da ise önce 2000 yılının başlarında,1000 yıllık gecikme ile hayata geçmiştir. Eski milletlere ve medeniyetlere ait bilgilerin çoğu, yazılı tabletlere, kitabelere, arkeolojik bulgulara ve diğer verilere dayanmaktadır. Tarihçiler, tarih öncesi uygarlıkları Taş çağı, Bakır Çağı, Tunç Çağı ve Demir Çağı diye dört bölümde incelerler. M.Ö. 600.000 ile 5500 yılları arası tarihlenen Taş Çağı; Eski Taş Çağı, Orta Taş Çağı, Yeni Taş Çağı diye üç’e ayrılır. Anadolu’da, bu çağlara ait araştırma ve incelemelere bakıldığında, insanoğlu Eski Taş Çağında henüz üretime geçmemiş olup doğada buldukları ile geçinmekte iken Orta Taş ve Yeni Taş Çağında buğday yetiştirmesini, onu hasat etmesini ve öğütmesini biliyordu. Hatta oturdukları evlerin odalarında kerpiçten yapılmış sedirler bulunuyor, ayrıca yatmak için döşekler seriyorlardı.( M.Ö.6500–5500) KALKOLİTİK ÇAĞ. (MADEN-TAŞ ÇAĞI) M.Ö. 5500–3000 Taş Çağından sonraki çağ’a Kalkolitik Çağ denir. Bu çağda taş aletlerinin yanında maden aletleri de kullanılmaya başlanmıştır. Madenin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte insanlık yeni imkânlar elde etmeye başlamış ve bu çağ içinde kentler oluşmaya başlamıştır. Kalkolitik Çağ’ın Anadolu’daki en önemli merkezi Burdur yakınındaki Hacılar yerleşmesidir. Kalay ile bakırın karışımı ile dayanıklı madenlerin elde edildiği çağ ise m.ö. 3000–2000 tarihlenen Tunç Çağı’dır. M.Ö. 2000 yılının başlarında, Asur tüccarları, kereste, bakır v.s. almak ve karşılığında kendi mallarını satmak amacıyla Anadolu’ya gelmişler hatta ticaret merkezi kurmuşlardı. Anadolu’da yazılı sürecin ilk evresi, Asurluların Asur çivi yazısı ile kil tabletlere yazdıkları muhasebe kayıtları ve iş mektuplarıdır.Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Asurlu tüccarların Anadolu’ya yerleşmeleri ve yazıyı kullanmaları, M.Ö. 2000 yılının başlarına rastlamaktadır. Tarih öncesi çağlarda, Karabük yöresinde eski yerleşmenin hangi dönemde başladığını saptamak, geniş çaplı bir arkeolojik araştırma ile mümkün olacaktır. 1998 yılında, İngiliz Arkeolog Dr. Roger Matthews başkanlığında bir ekip “Paflagonya Projesi” adı altında, Çankırı ve Karabük illerini kapsayan 6 haftalık arkeolojik yüzey araştırması yapmışlardır. Bu araştırmanın Karabük bölümünde, Eskipazar ve Ovacık yerleşmeleri ele alınmış ancak, Karabük merkez yöresinde bir çalışma yapılmamıştır. Bölgenin coğrafi olarak çok karışık olmasından dolayı paleolitik ve neolitik dönemlerde insan yerleşmeleri için uygun olmadığı tezini ileri süren Dr. Roger Matthews’in raporuna göre; Eskipazar ve Ovacık yöresinde ve dolayısı ile Karabük ve çevresinde eski yerleşme Erken Tunç devrinde başlamaktadır. Bilimsel bir çalışma olan yüzey araştırmasına göre Karabük ve çevresinde eski yerleşme M.Ö. 3000 – 2000 yılları arasında tarihlenen Erken Tunç çağıdır.
Share This :

Related Templates

0 yorum:

Yorum Gönder